PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yitik Bir Aşka Son Veda – Arif Onur SOLAK


Vesaire
30 Ocak 2015, 21:51
Bir Aşka Son Veda

Dağınık bir hüznün gölgesinde kayboluyor zaman
Eriyor avuçlarımda bir avuç mutluluk yavaş yavaş
Sen ki ey sevgili! yaşamak tadında gidiyorsun
Ölmek tadında bırakıyorsun öksüz ruhumu
Şimdi yakasından bütün apoletleri sökülmüş
Kıdemsiz bir hayat, benliğimde büyüttüğüm aşk…

Yüzümde yaralı bir geçmişin ayak izleri kıpırdanırken
En acılı sahnenin tam orta yerinde bırakıyorum adamlığımı
Neşeyi mahfuz bilen karelerde unutulan tebessümler sende kalsın
Adın, anıların kimsesizler mezarında gömülü kalacak artık.
Bilmediğim bir hayatın hiçbir şey yaşanarak öğrenilmiş acizliğine
Sensizliği öğreteceğim dudaklarımın arasında sıkışan şarkılara…
Ey kalbim…
Hazırlan gidiyoruz meçhul bir infaz-ı aşka doğru
Topla bütün hayal kırıklıklarını dağılmış anılardan…
Unutulmaya mahkûm bir sevdaya sallayarak elimi
Bedenimi sürüklercesine uzaklaşıyorum sevda kıyılarından…

Bestelerin en hüzün vurgulu notalarına bıraktın kendini
Makamında tüten yalnızlığın hesabını keserek bana
Suçüstü yakalanmış bir sanığın ifadesini arıyorsun gözlerimde.
Oysa yürek mahzenimde yanılmış bir terk-i diyarsın
Üstü kalsın sende alacaklarımın
Gün gelir, belki de gözyaşlarımın kefaretini kanayarak ödersin

Kalbimi kanatarak ciğerlerimde patlattığım aşkı
Bir eylül gecesi astın ayrılığa
Bir nüshasını taşıyorum göğsümde fermanının
Yaralı düşlerimin en yamalı yanlarına
Tuz niyetine basıyorum hükmünün acımasızlığını
Tüm hüzünleri canımın acıyan yerlerine iliştiriyorum
Şarkıların içimi yakan çaresizliğine gömülürken ben
Kilometrelerce yol kat ediyorum senden uzağa…
Kaybettiğim adamlığıma daha çok yaklaşıyorum sanki
‘iyi geliyor’ diyorum ‘biraz daha iyi geliyor’
Yoksa öleceğim kimlik kaybından bir tenhada
Ölmemek için öldürerek katilin oluyorum
Derken bir şarkı kilitlenip kalıyor dudaklarıma ey yâr
Notası hüzzam, makamı kürdîlihicazkâr…

Şehirler büyüyor gözlerimde yalnızlığın giderek çoğaldığı
Düş perdesinden araladığımda gönlümün kapalılığını
Yitirilmiş bir aşkın cesedi çarpıyor gözlerime
Gözlerinden kahverengi çalıyorum boyamak için gökyüzünü
Eski bir sevdanın fotojenik ruhu hürmetine
Selamet dileyip ‘fatiha’ diyorum