Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sinek Vızıltıları…


Vesaire
18 Şubat 2015, 23:04
Yokluğundan öperek uyandırıyorum yalnızlığımı. Yalnızlığımın nüfuz ettiği gecede, soluma dönük uyurken; sağa doğru, yatağın soğuk tarafına doğru bir dönüş yapıyorum. Çok mu karanlık, yoksa yok musun? Bu ikilemi silemedim bir türlü kafamdan. Belki de anlamak istemiyorum.
Karmaşalar içinde süregelen bir hayatım olduğu doğru. Bunun sebebi belki de kafamın içinde bir yöne uçarken aniden yönünü değiştiren sineklerdir. Evet, o aptal sinekler. Tam sana doğru gelirken aniden duvara çarpmışçasına yönünü değiştiren o aptal sinekler! Düşüncelerim de öyle, kararlarım da. Sana yönelmişler ve sana gelirken ne olduğunu anlamadan değişen benliğim. Bir sinek gibi kararsızca duvara çarpıp düşüyorlar oldukları yere. O nedenle neyin, nerede, nasıl gerçekleşeceği ve sonuçlarının neye mâl olacağı tam bir muamma.
Bir gece oluyor, şarkılar arkadaşlık kuruyor ruhumla. Sanki sözlerin arasına sıkışmış kalmışsın. İçinde sen olunca, ayrı bir dinlenesi oluyor tabii. Tam “Özlüyorum ulan ben bu adamı!” derken, o sinekler doluşuyor kafama. Vızıltıları bastırıyor iç sesimi, bıraktığın yaralar açılıyor, kanıyor bir daha, yeniden… Yokluğundan yalnızlığıma uzanan kordonu kesip atasım geliyor. Ama bu eylem intihara eş değerdir, bunu ikimiz de biliyoruz.
Bir gece oluyor, uyuyamıyorum. Uyku tutmuyor ki sensiz, bana yönelmiş bir “iyi geceler” dileğin olmadan… Bir maktül hiç katilini özler mi? Özlüyormuş işte. Ah o kahrolası sinekler yine doluşuyor zihnime. Bazen bundan kurtulmamın tek yolu kafama sıkmak gibi geliyor. Sıkıp bütün sinekleri havaya uçurmak, rahatça özlemek seni.
Karmaşalar içinde süregelen bir hayatım olduğu doğru. Yazdıklarım da, hissettiklerim de, konuştuklarım da… Hepsi birer karmaşa, biliyorum. En iyisi yatağın sağında, yalnızlığımla uyumak.