Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Postacı Amca - Ömer Köroğlu


Vesaire
19 Şubat 2015, 01:47
PTT nin 165. yılını kutladı postacı amcalarımız geçtiğimiz hafta..Yıllar öncesinden hatırladıklarım var; sokağın başında göründüklerinde koşup '' bizim eve mektup varmı? '' diye sorduğumuz yıllar...Her postacı ezbere bilirdi kimin nerede oturduğunu ve bütün aileyi..Bazen o çağırırdı '' al bu size '' diye uzatmak için o zarfı.Geçen zaman teknolojiyi geliştirdi,önce cep telefonuna alıştık,sonra internetten elektronik posta göndermeye.Ellerinde kocaman, bir yığın mektupla insanları sevindiren postacı amca 21.yüzyılda sevdiklerimizin ''satırlarıma başlamadan önce herkese selam eder....''diye başlayan mektupları yerine, kredi kartı ekstreleri ve bilumum farklı resmi evraklar iletir oldular bize.Oysaki ne güzeldi o yıllar, sokak başında güzel haberler beklediğimiz postacı amcanın varlığına inanmak, '' gurbetten mektup gelecek evden ayrılma '' diye ana babalarımızın bizi sıkı sıkı tembihlemesi..Velhasıl unuttuk mektuplaşmayı,zaman kalmadı yazmaya..Oysa ne güzeldir beyaz sayfadaki kara kalemle yazılan sevdiğiniz birinin sadece size anlatması içini ve açıp açıp tekrar okumak.Siz hiç mail box ınıza gelen bi elektronik postayı kokladınızmı,onun kokusu var diye? Mektuplar buram buram o kokardı, onun elleri değimişti en son o sayfaya..Ya asker ocağında herkesin ismi söylendiğinde, o hafta mektup alamayan bir askerin, adının okunmadığında neler hissettiğini bilirimisiniz? Peki sizin için yazılmış bir mektubu okurken ne hissediyorsunuz? İçiniz titremiyormu o satırları okurken? Ünlü bir düşünüre dünyanın en değerli şeyi nedir diye sormuşlar; kısa ve net vermiş cevabı; ZAMAN dır diye..Sizin için dünyadaki en değerli şey olan zamanını harcayan birinin satırları sizi mutlu etmiyormu? ediyor değilmi...E peki neden sizde birilerini mutlu etmiyorsunuz! Bakın geçmişte o kadar yaygınmışki mektuplaşmak; Portekiz'deki Aveiro ve ABD'deki Notre Dame üniversitelerinden araştırmacıların yürüttüğü çalışma, İngilizlerin Nature dergisinin son sayısında yayımlamış. Çalışmaya göre, 1809 ile 1882 yılları arasında yaşayan Darwin, hayatı boyunca 7 bin 591 mektup yazmış, 6 bin 530 mektup almış. 1879 ile 1955 yılları arasında yaşayan Einstein ise 14 bin 500'den fazla mektup yazıp, 16 bin 200 mektup almış.

Araştırmaya göre, her iki bilimadamı, gelen mektuplara 10 gün içinde cevap yazıyormuş.
Şimdi bu yazıyı okuduktan sonra eliniz kalem ve beyaz bir sayfa arıyorsa tutmayın kendinizi, bir yerlerde sizden gelecek tekbir satır söz,koku ve ten-izinizi bekleyen birileri mutlaka vardır değilmi..Hem postacı amca da özledi o günleri...

Goemon
19 Şubat 2015, 12:33
Eline sağlık